İstanbul Asya ve Avrupa kıtalarının buluştuğu noktada kurulmuş dünyanın en önemli metropellerinden biri olup eşsiz tarihsel, kültürel ve doğal değerlere sahiptir.Ne varki özellikle modern yapılar ve tasarım yaklaşımları açısından dünyanın diğer metropellerinin sahip olduğu simge yapılardan yoksundur.
Antik Troya Ören Yerinin etkileşim alanı içinde ve Tevfikiye Köyünün hemen karşısında konumlanması planlanmaktadır. Homerosun İlyada Destanında anlatılan kent olan Troya tüm tarihsel dönemler boyunca 9 katmandan oluşmaktadır. Surları, kent kapıları, Atena Tapınağı ve güzel evleri ile kent uzun zaman sürmüş savaşlara sahne olmuştur. Homeros İlyada Destanında bu savaşın son on gününü ve savaşın sahnesi olan Troya’yı anlatmaktadır.
Belediye Hizmet Binası için ayrılmış olan alan, İstanbul kentinin yeni gelişme bölgelerini bağlayan çevre yolu güzergahı üzerinde önemli bir noktada yer almaktadır. Kentin tarihsel gelişmesi boyunca büyük değer taşıyan bu alanda bugün Hürriyet Abidesi ve Parkı geniş bir bölgeyi kaplamaktadır. Bu nedenle yarışma alanında yer alan değerli bitki örtüsü ve anıt odaklı park projenin tasarım kararlarının alınmasında önemli konulardır.
Belediye binaları demokrasinin mekanlarıdır. Katılım düşüncesinin uzantısı olarak Meclis kent parlamentosu olarak simgesel bir öneme sahiptir. Bununla birlikte sıradan bir vatandaş için Belediye, esas olarak sokakla ilgilidir. Bu nedenle çoğu zaman belediyecilik ironik bir anlamda “ kaldırım yapmak” olarak adlandırılmıştır.
Denizli Belediyesi Hizmet Binasının kent merkezinde , ancak ana ulaşım aksının gerisinde olması algılama sorunu yaratmaktadır. Öte yandan mevcut binanın yıkılması ile ortaya çıkan alan kent meydanı kullanımına dönüşecektir.
Trabzon Tenis Kulübü bugün yaklaşık 150 öğrenciye tenis kursu vererek bu sporu sevdirmeye ve bu alanda yetenekli sporcu yetiştirmeye çalışmaktadır. Bu kapsamda programlar oluşturuldu.
Temel amacımız; öncelikle kitlesel konumlanış olarak kentin bu önemli noktasına duyarlı bir müdahalenin koşullarını araştırmaktır.
Tarihi İç Kale’nin Kültür ve Sanat ortamına dönüştürülmesi aşamasında tarihi İç Kale’yi dolduran mevcut yapılardan arındırarak bir mahalle karakterinde yeniden işlevlendirmesi amaçlanmaktadır.
Tasarımımızda yerleşkenin anlamsal boyutu; arsanın topoğrafik yapısı, bitki yüzeyi ve kentsel konumu ile birlikte programın iç dinamiklerinden kaynaklanmaktadır.
İstanbul deniz müzesinin yeni binası mevcut yapı adasında ve mevcut yapı dokusu içinde saltanat kayıklarının zarar görmeden aşamalı bir yapımın tasarlanması göz önüne alınarak L formu ve oval form kullanılmıştır.
