İstanbul Senin, Haliç Kıyıları 7. Bölge

İSTANBUL SENİN, HALİÇ KIYILARI 7. BÖLGE

TASARIM YAKLAŞIMLARI VE SENARYO

İstanbul’un en karakteristik coğrafi yapılarından biri olan Haliç, Boğaziçi’nden giriş yapılarak Tarihi Yarımada’yı ve Beyoğlu bölgesini birleştiren su yüzeyinin tanımladığı kıyı bölgesidir. Bölgenin sınırlarını su yüzeyi ve topoğrafyayı oluşturmaktadır. Bu  ikili yapı, aynı zamanda barındırdığı yaşamın mekansallaşmasıyla Haliç semtlerini ve onun kentsel  silüetini oluşturmaktadır.

Haliç Siluetini Oluşturan Sınır Semtler Siluet açısından incelendiğinde de; Haliç zengin bir tarihi geçmişi olan, kültürel ve tarihsel değerleri ile İstanbul’un sosyal, fiziksel, ekonomik, kültürel anlamda çekim noktası niteliğindeki bir alt bölgesidir. İlk çağdan başlayarak Fetih ve Türk dönemine kadar geçen süreçte Haliç İstanbul’un gelişim senaryosunda önemli rol oynamıştır. Topografya ve suyun katkısıyla, çeşitli uygarlıkları içinde barındırması, beraberinde kıyı yerleşimlerinin de farklı kimlikler altında gelişmesi ve değişmesini sağlamıştır. Fakat yanlış yönetim ve plansız büyüme Haliç’te bazı değerleri kaybetmemize sebep olmuştur. Yerleşim açısından incelediğinde Haliç’te siluet oluşturan birçok sınır semti (Eminönü, Unkapanı, Cibali, Fener, Balat, Ayvansaray, Defterdar, Eyüp, Bahariye, Silahtarağa, Sütlüce, Hasköy, Kasımpaşa, Azapkapı, Perşembe Pazarı, Galata) günümüzde unutulma sürecine girmektedir. Oysaki bunlar Haliç’in tarihsel dokusunda önemli izler bırakmış ve bir zamanlar İstanbul’unun kuruluşuna öncülük etmiştir. Bu anlamda proje alanı Beyoğlu bölgesinin giriş ayağını oluşturan Karaköy’den başlayıp, Tersane İstanbul projesinin bitiminde sonlanmaktadır. Perşembe Pazarı, Azapkapı ve Kasımpaşa semtleri Haliç silüeti içinde özel yeri olan kentsel mekanlardır.

ULAŞIM KARARLARI

Yaya ulaşımı: Karaköy yönünden tünel, tramvay ve deniz ulaşımı ile gelen yayaların Perşembe Pazarı’na engelsiz olarak ulaşımı amacıyla; Mevcut alt geçitlerin yeniden tasarlanarak iyileştirilmesi önerilmektedir.

-Tramvay ve Tünel yolcu transferinin daha güvenli yapılabilmesi hem de Perşembe Pazarı’na engelsiz geçişi amacıyla mevcut tramvay durağının yeniden tasarlanması önerilmektedir. Böylece daha nitelikli bir transfer istasyonu oluşmaktadır. Üst kotta oluşan teras,  Karaköy meydanı için büyük bir seyir terasına dönüşmektedir.

-Perşembe Pazarı Turyol vapur iskelesi,  dinamik kamusal kıyı kullanımı için oluşturulan peyzaj tasarım kararlarıyla bütünleşecek biçimde yeniden tasarlanmıştır. Hem iskeleyi kullanacak yolcuların hareketi sırasında farklı eylem alanlarıyla temas etmesi hem de alanı kullanan kentlilerin farklı mekân deneyimleri açısından iskele ve çevresi yeni fırsatlar sunmaktadır.

-Metro İstasyonu, metro köprüsünden alana inen yayaların alan içindeki hareketini güçlü peyzaj karaları ile yönlendirmeyi amaçlayan bir meydan niteliğinde tasarlanmıştır. Metro meydanı olarak tanımlanabilecek bu alan Haliç kıyısını yaya olarak deneyimlemek isteyenler için bir başlangıç noktası niteliğindedir. Metro istasyon meydanı, hem tarihi cami ve çeşmeye odaklanmakta hem de bu noktadaki yayayı Şişhane Meydanı’na taşıyan yaya köprüsüne yönlendirmektedir. Öte yandan alan içindeki merkezi kapalı otopark bu bölgede yeniden tasarlanan karma kullanımlı bölgenin altında konumlandırılmıştır. Perşembe Pazarı yönünden gelen yayanın kıyı üzerinden Kasımpaşa meydanına transferi bu bölgede tasarlanan deniz taksi iskelesi ile yapılması önerilmektedir.

-Bisiklet ve akıllı binek ulaşım biçimlerinin alan içinde planlanması öncelikli hedeflerden birdir. Bu amaçla deneyim zenginliği sunan ve sürekliliği olan rotalar tasarlanmıştır. Alan içinde farklı noktalarda tasarlanan bisiklet rotaları elektrikli hafif araçlar için park ve şarj noktaları tasarlanmıştır.

-Taşıt ulaşımı ve otopark, Perşembe Pazarı bölgesinde öncelikli hedef yaya ve bisiklet kullanımı olmakla birlikte servis ve acil durumlar için önerilmiş tek yönlü bir taşıt sirkülasyonu rotası bulunmaktadır. Rota karma kullanımlı olarak yeniden tasarlanan bölgenin altında merkezi otopark alanı ile bütünleşik olacak biçimde tasarlanmıştır.

MEKÂNSAL KULLANIM STRAREJİLERİ

Perşembe Pazarı bölgesindeki mekânsal kullanım stratejileri açık, yarı açık ve kapalı mekânsal kullanım olmak üzere üç bölüm halinde ancak bütünleşik olarak tasarlanmıştır.

1.Açık mekân kullanımı ve peyzaj: Daha çok yarı açık, kapalı mekânlar ve kıyı kullanımı arasında etkin diyalog yaratacak açık mekân kullanımını önceleyen stratejilerdir. Bu amaçla alan içinde yaya hareketini yönlendiren ve farklı açık alan deneyimini doğal elemanlarla buluşturan peyzaj tasarımlarıdır. Flora ve fauna açısından zengin türlerin kullanıldığı açık alan kullanımı Ahmet Hamdi Tanpınar’ın İstanbul tanımlamasını çağrıştıran:” Renkler ve sesler” in hissedilebileceği düzenlemeleri içermektedir. Açık mekân stratejilerinin geliştirilmesi bağlamında kentsel mobilyalar (kiosk, oturma, aydınlatma vb.) hem malzeme seçimi hem de biçimsel dil anlamında sürdürülebilir ve estetik algısı yüksek düzeyde olması arzulanmıştır.

2.Yarı açık mekan kullanımı: Projenin temel kararlarından biri de yarı açık mekan kullanma kültürünü geliştirilmesi bağlamında sürdürülebilir bir yaklaşımı amaçlamasıdır. Bu amaçla açıkla organik olarak bütünleşebilecek bir ahşap strüktür geliştirilmiştir. Zemin kat düzleminde kapalı mekânlarla buluşan bu strüktür açık alana doğru organik olarak açılmaktadır. Böylece alan içinde serbest devinen yarı açık mekan örüntüleri oluşmaktadır. Bu mimari elemanlar bazen güneş kırıcı elemanlarla, bazen cam yüzeylerle kaplanmakta bazen de bitkisel materyallerle kaplanarak bölgenin yarı açık mekan kullanma kültürüne zengin bir yaşantıyla katılmaktadır. Yarı açık mekân kullanımı bağlamında mevcut balık pazarının yeniden tasarlanması amaçlanmıştır. Mevcut köprünün alt kotundan proje alanına doğru hareketlenen zemin üzerinde konumlanan dairesi formdaki balık pazarı tüm alan için önerilen ahşap yarı açık mekan strüktürü ile tasarlanmıştır.

3.Kapalı mekan kullanımı: Kapalı mekan kullanımı alan içinde üç farklı bicinde yönetilmektedir. Bunlardan birincisi, korunacak binaların yoğun olduğu bölgede yapılan kentsel onarın çalışmalarıdır. Bu çalışmalar bölgenin yapı tipolojisini referans alan kentsel onarın tasarımlarıdır. Mekânsal büyüklük sokak oluşumu ve cephe tipolojisi bağlamında geliştirilen tasarım bölgeye karakterini hatırlatmayı amaçlamaktadır. Bilindiği gibi bu bölge genel olarak hırdavatçılar ve nalburcuların bulunduğu bir çarşı atmosferine sahiptir. Bu amaçla geleneksel dokunun yoğun olarak tamamlandığı bölgede bu çarşıların daha nitelikli mekanlarda aynen devam etmesi öncelikli kararlardan biridir.



 





Kapalı mekan stratejilerinin bir diğer kanadını kentsel yenileme bağlamında karma kullanımlı olarak tasarlanan bölge oluşturmaktadır. Bölgenin tarihsel mimari karakterini sürdürmeyi amaçlayan tasarın bölgenin  yapı arkitipleri temel tasarım verisi olarak alınmıştır. Yeme-içme, ofis, konaklama gibi hizmet birimleriyle sinema salonlarının bulunduğu bu bölümün alanın 24 saat yaşamına katılması amaçlanmıştır. Kentsel onarım ve kentsel yenileme olarak tanımlanan kapalı mekan kullanım bölümleri yarı açık dairesi bir örtü altında gelişen serbest kültür sanat ortamı ile buluşmaktadır. Genç girişimciler ve yaratıcı atölyelerin bulunduğu bu bölüm bölgenin endüstriyel  ve sanatsal üretimin buluştuğu bir merkez olmasını amaçlamaktadır.

Şişhane meydanı yaya köprüsü ve Gökyüzü Bahçesi Odağı

Ulaşım kararları açısından Şişhane Meydanı yaya üreten bir odak konumundadır. Bu anlamda mevcut Toplu taşım durakları ve yeraltı otoparkı ile bütünleşen, yaya ve bisiklet ulaşımı için bir ring tasarlanmıştır. Şişhane meydanı Beyoğlu bölgesinin tarihi odakları ile Kasımpaşa ve  Perşembe Pazarı’nı  taşıt ulaşımı ile  birleştiren bir odak görünümündedir. Meydan, merkezi yer altı otoparkı, metro istasyonu ve meydanın mimari tasarımı ile nitelikli bir mekan olmasına karşın kamusal kullanımı rekreasyon anlamında düşük yoğunluktadır. Bunun en önemli nedeni meydanın kilit konumuna karşın yaya hareketinin sürekli olmayışı ve yorucu olmasıdır. Bu nedenle Şişhane Meydanı’na   her yönden yayaları toplayarak, hem Perşembe  Pazarı’na hem de Kasımpaşa Meydanı’na yönlendirecek bir yaya ve bisiklet kullanımı olan bir rekreasyon  köprüsü önerilmektedir.

Mekan kullanım stratejileri bağlamında bu bölgede Kasımpaşa Meydanı’na hareketlenen yaya köprüsü tasarlanmıştır. Projede Gökyüzü Bahçesi olarak tanımlanmaktadır. Gökyüzü Bahçesi Haliç Tersane kompleksinde bulunan ve Bilim merkezi olarak kullanılacak kütlenin üzerinden geçmektedir. Bilim merkezi kütlesinin iç mekanına dokunmadan sadece çatı makaslarından üretilen taşıyıcı sistemi kullanan Gökyüzü Bahçesi güçlü bir rekreasyonel odak yaratmaktadır. Gökyüzü Bahçesi hem cazip İstanbul Vistalarına açılmakta hem de Kasımpaşa Meydanı ile her türlü buluşması zor olan yaya için bir çekim noktası yaratmaktadır. Projenin mimari konseptine uygun olarak geliştirilen Gökyüzü Bahçesi trafik yoğunluğunun fazla olduğu ve yaya açısından erişimin zor olduğu bölgede tam bir keşif ve deneyim olanağı sunmaktadır. Gökyüzü Bahçesi yaya, bisiklet kullanımı için gereksinim duyulan kentsel donatılara sahiptir. Gökyüzü Bahçesi’nden Kasımpaşa meydanı ile olan bağlantı bir rekreasyon rampası ile sağlanmaktadır. Rekreasyon rampası gece aydınlatması ile bir tür deniz feneri işlevi görmektedir.

Kasımpaşa Meydanı ve Cezayirli Hasa Paşa Anıtı odağı

Ulaşım kararları açısından mevcut kentsel ulaşım ağı kullanılmaktadır. Meydanla daha konforlu ilişki kuran toplu taşım durakları ve yeraltı otoparkı dışında esas ulaşım Deniz yolu ile sağlanmaktadır. Bununla birlikte Kasımpaşa Meydanı’ndan başlayan yay ve bisiklet hareketi için hem Gökyüzü Bahçesi üzerinden Perşembe Pazarı yönüne hem de Camialtı ve Taşkızak Tersaneleri yönüne doğru kesintisiz bir rota önerilmektedir.

Mekânsal kullanım stratejileri bağlamında açık, yarı açık ve kapalı mekan tasarımlarına anlamsal açıdan yaklaşılmıştır. Cezayirli Hasan Paşa Osmanlı Bahriyesi içinde karizmatik bir tarihsel kişiliktir. Kışlayı kendi olanakları ile yaptırmıştır. Vaktiyle Kışla ve Deniz iç içedir ancak günümüzde kara ulaşım sisteminin yarattığı sorunlar, bugün kışla ve Haliç’i birbirinden uzaklaştırmıştır. Bu anlamda parkı mevcut fiziksel sınırlar içinde Divanhane’nin açık mekanları ile bütünleşik tasarlanmıştır. Park Tasarımının ana fikrini anlamsal çağrışımlar oluşturmaktadır. Haliç içinde yer alan her türlü denizcilik eyleminin yönü açık denize ulaştıran Boğaziçi yönelimidir. Bu nedenle park tasarımında bir pusula kadrajı gibi düzen yaratılmıştır. Bu kadraj üzerinde konumlanan yeşil doku ve kent mobilyalarının yönelimi de denize doğru konumlandırılmıştır. Cezayirli Hasan Paşa Anıtı da bu dinamik zemin üzerinde ve açık denize doğru konumlandırılmıştır. Kasımpaşa Meydanı üzerinde bulunan Kasımpaşa Belediyesi Sosyal tesisleri, Kasımpaşa İskelesi, Haliç Tersane girişleri, Bilim Müzesi girişi ve Gökyüzü bahçesi sirkülasyonu parkın mekânsal ögeleridir. Park zemini altında yer altı otoparkı tasarlanmıştır. Böylece meydan ve çevresindeki mekan kullanıcılarının gereksinimlerini karşılanmasına çalışılmıştır.

Kasımpaşa Meydanı ve çevresinin mekânsal tasarımıyla üç önemli odak (Kasımpaşa Meydanı, Şişhane meydanı ve Gökyüzü Bahçesi, Perşembe Pazarı) kesintisiz yaya sirkülasyonu ile bağlanarak   kentsel mekanın kamusal kullanımı sağlanmıştır. Kasımpaşa meydanı aynı zamanda Haliç Tersanesi ile Camialtı ve Taşkızak Tersaneleri arasında bir güçlü bir mekânsal bağ işlevi görmesidir.

Camialtı ve Taşkızak Tersaneleri (Tersane İstanbul) odağı/Deniz Hamamı

Ulaşım kararları açısından bölgede Tersane İstanbul projesinde önerilen taşıt ulaşım kararları kullanılmıştır. Yaya ve bisiklet için Kasımpaşa Meydanı’ndan gelen rota sürdürülmüştür. Camialtı ve Taşkızak Tersanelerinin olduğu bölge bugün Tersane İstanbul projesi olarak bilinen alanın içinde kalmaktadır. Tersane İstanbul projesi, konut, ofis, alışveriş, spor ve kültürel kullanımlardan (endüstriyel arkeoloji bağlamında değerlendirilen Tersane yapıları ve eklerinin kullanımı) oluşmaktadır. Proje kapsamında iki adet yat limanı bulunmaktadır. Proje alanı tersane olarak kullanıldığı dönemde arkasındaki kentsel alanlarla her hangi bir etkileşimi olmayan kullanıma sahiptir. Tersane İstanbul projesi ise karma kullanımlı bir proje olmasına karşın kamusal kullanımının sınırlı olacağı anlaşılmaktadır. Daha doğrusu projenin bir tür “gated community” olarak kullanım olasılığı özellikle kıyı bölgeleri için yüksektir. Bu nedenle bu bölgede kıyı boyunca devam deneyim ve rekreasyon rotası yat limanına ulaştığında projede “Deniz hamamı “olarak tanımlanan yüzer platforma yönelmektedir.

Bilindiği üzere Deniz Hamamları, Osmanlı Dönemi’nde insanların denize girebilmesi  için sosyal mahremiyet kavramına da aykırı düşmeyecek biçimde  deniz üzerinde dört tarafı kapalı olarak yapılan yapılardır. Projede tasarlanan deniz hamamı mevcut yat limanına yaslanacak şekilde yüzer bir platform olarak tasarlanmıştır. Kamusal kullanıma açık park ve yüzme havuzlarından oluşan deniz hamamı içinde, çocuk oyun alanları ve yüzme havuzları ile onların servis mekanları, kafeteryalar, seyir ve güneşlenme terasları bulunmaktadır. Deniz Hamamı’na erişim Kasımpaşa Meydanı’ndan yaya olarak gelinebildiği gibi kentin farklı noktalarından deniz araçlarıyla doğrudan ulaşılabilmektedir.

Camialtı ve Taşkızak Tersanelerinin bulunduğu alanın kamunun ortak mirası olduğu dikkate alındığında, alan ve yapıların serbestçe gezilmesi projenin öncelikli hedeflerindendir. Bu anlamda Sütlüce yönünden yaklaşımın kapısı niteliğinde olan Tersane İstanbul kıyı boyunca devam eden bir rekreason rotasına sahiptir. Bu rota tersane girişlerinin olduğu bölümde hem ulaşım hem de seyir amaçlı bir kemer köprüye dönüşmektedir. Tersanelerin deniz yönünden algılanabilmesi amacıyla tasarlanan seyir köprüsü kullanıcıya farklı deneyimler sunarak kent yaşamına dâhil olması arzulanmaktadır.

 

 

 


Slide Background
Gülay USTA
Ayhan USTA
Ali Kemal ŞEREMET







 


 

Copy link
Powered by Social Snap